Çocuğunuzun uyku alışkanlığı, kendisi veya sizler için sürekli tekrarlanan sıkıntılar yaratıyorsa bu durumda bir uykuya geçişte zorluk durumundan söz edilebilir. Özellikle anaokulu ve ilköğretimin ilk yıllarında sıklıkla karşılaşılan bu konu ile ilgili sizlere bilgi vererek yaşadığınız zorlukların çözümlenmesine katkıda bulunmak istedik.
Bazı anne-babalar çocuklarının yatağa gitme zamanının günün en zor kısmı olduğunu düşünürler. Çocuğunuzun hayatında onun uykusunu etkileyebilecek ve sizin önceden tahmin edebileceğiniz dönemler vardır: Diş çıkartması, hastalık, kardeşin doğması, mevsimsel değişiklikler ya da rüyalar vb. Bu etkenler uyku konusunda bazı zorluklara yol açabilir. Çocuğun yaşadığı zorluğun arkasındaki gerçek nedeni keşfetmek, davranışını doğru tanımlamamıza, dolayısıyla ona yardım edebilmemize olanak sağlayabilir. Sürekliliği olan uyku zorlukları; hem anne ve babayı, hem de çocuğu yıpratabilir. Ancak burada önemli olan nokta şudur ki; çocuk uyumadan önce, uyku aşamasında “güven duygusu” kazanılmış olmalıdır. Bu ise, ilk bir yaş içerisinde anne ile çocuk arasında kurulan olumlu ilişki ile sağlanır. Burada özen gösterilmesi gereken, anne ile çocuk arasındaki ilişkinin uyku saatinden önce yıpratılmamasıdır.
Çocuk farklı nedenlerden dolayı anne-baba ile yatmak isteyebilir, hatta bazen çocukla birlikte yatmak isteyen, anne-babanın kendisi olabilir. Anne-babalar bazen çocuklarına daha yakın olabilmek için, bazen gün içinde yeterli zaman ayıramadıklarını düşündükleri için çocuklarıyla birlikte yatmak isteyebilirler. Burada önemli olan uyku sırasındaki birliktelik, görünüşte ebeveyne ve çocuğa rahatlık, huzur verse de aslında çocuğun duygusal gelişimi ve güven duygusunun oluşumunda olumsuz etkiler yaratabileceğidir.
Çocuk psikologları çocuğun anne -baba ile yatmak istemesinin nedenlerini şöyle sıralıyor:
UYKU DÜZENİNİN OLUŞTURULMASI
Çocuğun, güven duygusunu hissetmek veya anne-babaya yakın olmak amacıyla onlarla birlikte uyumak istemesi oldukça doğal bir istektir. Ancak çocuğun kendi kendisine uykuya dalmasını öğretmek ve kendi yatağında uyumaya alıştırmak amacıyla öncelikle uyku düzeni oluşturulmalıdır. Bu aşamada uykunun bir bütün olduğu, gündüz uykusunun gece uykusunu etkilediği unutulmamalıdır. Bu nedenle uyku zorlukları yaşayan çocukların gerekirse gündüz uykularını kısaltmak gerekebilir. Uyku alışkanlığı iki adımda gerçekleşir. İlki, çocuğun uyanıklıktan uykuya geçişini kolaylaştırmak, ikincisi ise uyku zamanının geldiğinin işaretini vermektir. Bunun için çocuğun yatağa girmeye hazırlanma ve uyumaya ilişkin yarım saatlik kısa bir rutini öğrenmesi ve buna alışması gerekir. Alışkanlıklar rutin olmalı ve her gün önceden belirlenen uyku saatinde benzerlikler göstermelidir. Bu konuda katı olmaktansa tutarlı olmak daha önemlidir. Uyku saatini oluşturmadaki aşamalar şu şekilde olmalıdır:
SIK GÖRÜLEN UYKU ZORLUKLARI
Uyku zorlukları yaşa göre farklılık göstermekle beraber, uyku saatinde görülen alışkanlık ve davranışlar da kişiden kişiye göre değişiklik göstermektedir.
Uyku Saati Mücadelesi, çocuk belirlenen saatte yatağa gitmeyi doğrudan reddeder ya da hiç aldırış etmeyerek veya öfke nöbetine girip bağırıp çağırarak her türlü talebe meydan okur. Burada çocuğun özellikle çalışan anne babaya özlemi, onlarla beraber vakit geçirme isteği vardır. Bu durumda uyku saatini ertelemek için çeşitli hilelere başvurur. Örneğin, bir öykü daha okunmasını isteme, televizyon seyretme, oyun oynama gibi. Çocuğa uyuması konusunda baskı yapmak yerine gün içerisinde özlemini gidermeye yönelik, onunla paylaşım içerisine girilebilecek aktiviteler yapmak uygun olacaktır.
Gece Korkusu, çocuk için uyumak, onu koruyan kişilerden uzaklaşmak, tamamıyla savunmasız hale gelmek demektir. Normal korkular gece boyunca çocuk tarafından büyütülür. Kapının açık kalması veya ışığın yanık bırakılması, çocuk için korkuyu daha az rahatsız edici kılar. Bazen çok korktuğu gecelerde yatağında yatmak istemez, anne-babasının yatağında yatmak isteyebilir. Çocuğu daha fazla örselememek için çocuk uyuyana kadar anne-babanın yanında kalması; ama sabaha kadar yatmasına izin verilmemesi, uyuduktan sonra tekrar yatağına yatırılması en uygun yol olacaktır.
Anne Babayı Yanına Çağırma, bazı çocuklar zamanı geldiğinde hemen yatağa giderler, fakat daha sonradan defalarca anne-babalarından birini yanına çağırır, bu istekleri yerine gelmediğinde ağlayarak veya bağırarak gittikçe şiddetini artırdıkları bir zorlamaya giderler. Çocuklar bu davranışı gösterdiğinde, bunu yalnızken kendilerini yeterince güvende hissetmemelerinin doğurduğu bir sonuç olarak değerlendirebiliriz. Yalnız başına uyumakta yaşanan zorluğun gerisinde, karanlık ve gece korkusu olabildiği gibi ayrılık kaygısı da olabilir. Bu nedenle uyku öncesi olası tüm kaygıları gidermeye çalışarak, ”güven ve huzur içinde” uykuya geçişin sağlanması, gerekirse tüm ev gezilerek korkuya neden olacak bir etkenin olmadığının çocuğa yaşatılması en uygun yoldur.
Uykuya Dalmada Güçlük ve Uykuya Dalarken Saç ile Oynama, bunun ayrılık kaygısı ve kendi kendine uyuma alışkanlığını kazanamamış olma gibi pek çok nedeni olabilir. Uyumak çocuk için sevdiklerinden ve güvendiklerinden ayrılmak anlamına gelir. Ebeveynin çocuk uykuya dalıncaya kadar bir koltukta onunla sohbet ederek veya kitap okuyarak ona eşlik etmesi, özellikle ayrılık kaygısı yaşayan çocukların uykuya rahat bir şekilde başlamasını sağlayacaktır.
Okula yeni başlayan çocuklar anne/baba ile yatmak isteyebilir, çocuklar okula yeni başladıklarında ebeveynlerine duydukları özlemden dolayı onlarla beraber yatmak arzusunda olabilirler. Bu ihtiyacını karşılamak üzere okul çıkışlarında onun keyif duyacağı şekilde paylaşımda bulunmak gerekmektedir. Kısacası birlikte geçirilen faaliyetler zaman içerisinde onun anne özlemini ve ihtiyacını karşılayacağından, aynı yatağı paylaşma isteği de giderek azalacaktır. Çocuğun anne-baba ile yatması kısa vadede bu zorlukların çözümü gibi görünse de uzun dönemde güven ve kişilik gelişimi ile ilgili bir takım sıkıntıların ortaya çıkmasına neden olabilir. Çocuğun korku ve kaygıları ile baş etmek için anne-babanın desteğine alışması, tek başına zorlukların üstesinden gelme ve stres ile baş etme becerilerinin gelişmesinin önünde engel oluşturabilir. Çocuk, güven duygusunu geliştirmek yerine bu duyguyu dışarıdan transfer etmeyi öğrendiğinde hep bu desteğe ihtiyaç duyma riski ortaya çıkacaktır. Bu da bağımsız, kendine yeten, özgüvene sahip bir birey olarak yetişmesinde olumsuz bir etken olacaktır.
Uyku konusundaki alışkanlıkları şekillendirmek yaş ilerledikçe güçleşecektir ancak her zaman çözüm bulunabilir. Yukarıda bahsettiğimiz 6 davranış kazandırma yöntemini ve diğer önerileri kararlı bir şekilde uygularsanız bu konudaki zorlukları daha hızlı aşabilirsiniz.
Referanslar;