YABANCI DİL VE YARATICI DRAMANIN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ - İZVODER | EN BAŞARILI ÖZEL OKULLAR
YABANCI DİL VE YARATICI DRAMANIN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Uzun yıllar boyunca yalnızca dilbilgisi kurallarıyla anlatılan yabancı dil dersleri ve çoğu okulda bulunmayan yaratıcı drama etkinlikleri, öğrenciler için oldukça etkili ve eğlenceli bir öğrenme seçeneği oluşturur.
3 Yıl Önce

Uzun yıllar boyunca yalnızca dilbilgisi kurallarıyla anlatılan yabancı dil dersleri ve çoğu okulda bulunmayan yaratıcı drama etkinlikleri, öğrenciler için oldukça etkili ve eğlenceli bir öğrenme seçeneği oluşturur. Her iki seçenek de tek başına pek çok faydaya sahipken, bir araya geldiklerinde çocuklara sağladıkları katkı artmakta ve öğrenmeyi eğlenceli kılar. Bu yazıda, yabancı dil ve yaratıcı dramanın çocuklar üzerindeki olumlu etkilerinden bahsedilmektedir.

Öncelikle, yabancı dil öğrenimi küçük yaşlara çekildiğinde olumlu etkisi daha fazla görülür. Küçük yaşta öğrenmeye açık, doğal yollarla öğrenen ve çevresini merak eden bir çocuğa yabancı dil öğretmeye başlamak, çocuğa her şeyden önce kendisinden başka dillerin konuşulduğu ve farklı ifade biçimlerinin olduğu farkındalığı kazandırır. Zamanla alışkanlık haline gelen bu öğrenme biçimi, ileriki yaşlarda öğrenme kolaylığı sağlarken aynı zamanda çevresindeki “diğer” veya “yabancı” dil ve kişileri de çocuğa sunduğu için ortaya çıkan farkındalık karşılaştırma ve empati yeteneğinin gelişmesine yardımcı olur. Örneğin, kendi dilinde “su” kelimesini ifade eden bir çocuk, diğer dillerde de aynı kelimeyi farklı şekilde ifade ettiği sürece, aynı kelimenin, duygunun ya da ifadenin farklı yolları olabildiğini ve yerine göre hangisini kullanması gerektiği ayırdına varır. Karşılaştırma ve deneme-yanılma yöntemiyle hangi dili veya hangi ifadeyi kullanması gerektiğini anlayan çocuk ileriki yaşantısında da bu yöntemi kullanarak sorunlarına farklı bakış açıları getirir. Yabancı dilin bu tür doğal veya doğala en yakın yollarla sağlanması dilin “benimsemesi” açısından oldukça büyük önem taşır. Bu “benimseme” işlemi ise öğrenilen yabancı dile oldukça maruz kalmak, onunla ilgilenmek, oyalanmak hatta mümkünse konuşulan çevrede yaşamaktan geçer. Peki, dilin konuşulduğu çevrede yaşanmıyorsa, biz bu çevreyi nasıl oluşturabiliriz? Yabancı dilde drama ve ekip ruhu bu çevreyi sağlamada oldukça önemli bir etkendir. 

Drama, çocuk gelişimine ve çocuklarda yabancı dil öğrenmeye  oldukça olumlu katkılar sağlar. En büyük artısı empati yapma ve gözlem yeteneği geliştirmek olan drama, çocukların kişisel ve akademik gelişiminde büyük rol oynar. En basit örnekle başlamak gerekirse, drama ile ilgilenen çocuğun bol bol metin okuması ve incelemesi gerekir. Bu gereklilik, hızlı okuma ve okuduğunu anlama yeteneğini geliştirirken sözel derslere ve bu derslerin sınavlarına fayda sağlar. Ayrıca, yazma ve okuma yeteneklerinin gelişmesine katkıda bulunur. İkinci olarak,  okunan metinden karakter tahlilleri yapılır. Örneğin, oynayacağı karakter nasıl birisi? Sinirli mi, sakin mi veya komik mi? Bu özelliklere karar verdikten sonra olumlu veya olumsuz yönleri tartışılır. Bu basamakta kendinde gördüğü olumlu veya olumsuz özellikleri farkeden çocuk, kendi davranışları ve karakteriyle empati kurarak olumsuz seçtiği özellikleri düzeltme yoluna girecektir. Tüm bu basamakları yabancı bir dilde tamamlayan çocuk ise, dile daha çok maruz kalarak ve onu kullanarak yabancı dil öğrenmede oldukça büyük yol kateder. 

Dramanın, akademik ve kişisel katkıların yanı sıra, sosyal hayata olan katkısı da yadsınamaz. Bir ekip olarak çalışabilmenin ve iş bölümü yapıldığında her şeyin daha disiplinli ve kolay ilerlediğini farkeden çocuk bu özelliği hem sosyal hayatına hem de ileride iş hayatına taşıma fırsatı bulur, ve ekip ruhu sayesinde gireceği yeni çevrelerde kolaylıkla yeni arkadaşlıklar kurabilir. Bunlara ek olarak, kurduğu yeni arkadaşlıklarda da empati kuran, sorumluluk sahibi ve özgüvenli bir rol üstlenen çocuk, yeni arkadaşlarına da bu konuda olumlu özellikler katabilir.  

Peki, bu araya kadar ayrı ayrı anlatılan yabancı dil eğitimi ve drama bir araya gelirse öğrenciye sağlayacağı katkının boyutu ne olabilir? Bu iki iyi özellik de birbirini tetikleyen  bir döngü gibidir. Sıkıcı dil bilgisi kurallarının yanı sıra eğlenceli drama ile yabancı dil öğrenen  çocuk  dili daha bütünsel ve doğal bir yolla öğrenerek, dinleme ve konuşma yeteneğini geliştirir. Drama bütünlüğü gereği tonlama, ifade ve vücut dili kullanımı da eklendiğinden, yabancı dili ezbere konuşmaz ve kendini bütünsel bir şekilde kolaylıkla ifade edebilir. Ayrıca, bir yandan yabancı bir dili bilmenin getirdiği kültür farkındalığı ve karşılaştırma yeteneğini, bir yandan da dramanın sağladığı analiz ve karşılaştırma yeteneğini bir araya getiren çocuk öncelikle sosyal anlamda bir adım öne çıkar. Arkadaşlarını kendisi seçebildiği ve kendisini farklı bir dilde de ifade edebildiği için yaşamı boyunca bunu seçici bir özellik olarak haznesine kaydeder ve sorumluluk almaktan çekinen, özgüveni düşük bir birey olmaktansa kendini bildiği yabancı dillerde kolaylıkla ifade eden özgüveni yüksek bir birey olarak topluma katılır.