Ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, bir zamanlar “Muallimler! Yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır.” diyerek öğretmenlerin toplumdaki kritik rolünü vurgulamıştı. Bu sözler, öğretmenlerin sadece bilgi aktaran değil, aynı zamanda toplumu şekillendiren, güçlendiren önemli figürler olduğunu ortaya koyuyor.
Özellikle II. Dünya Savaşı sonrası dünya sahnesinde yer alan devletlerin birçoğu, askeri liderler ya da siyasi figürler tarafından şekillendirilmişti. Ancak, bu devletlerin içinden siyasi istikrarsızlık ve gelişmemişlik çıkmıştı. Bunun aksine, erken dönemde eğitime yatırım yaparak toplumun kalkınmasını sağlayan ülkeler, refah içinde ve mutlu bir yaşam standardı elde etmeyi başardılar.
Çünkü iyi yetişmiş nesiller, toplumun geleceğini şekillendirir. Onlar, araştırmacı, bilinçli ve rehberlik eden bireyler olarak dünya mirasına katkı sağlarlar. Bir toplumun gelişmesi ve refahı, yetiştirdiği nesillerin kalitesine bağlıdır.
Dünya genelinde bir tasnif yapılsa bile, iyi yetiştiren toplumlar ile sadece tüketen ve katkıda bulunmayan toplumlar arasında belirgin bir fark ortaya çıkar. İyi yetiştiren toplumlar, teknoloji, bilim, sağlık, çevre ve ticaret alanlarında önemli gelişmelere imza atarlar. Ancak, sadece bu gelişmelerden yararlanan toplumlar, liderlik konumunda olamazlar ve geride kalırlar. Yaratıcı toplumlar her zaman ileri medeniyet seviyesine ve daha refah içinde, mutlu bir toplum olma yolunda ilerlerler.
Bu durumdan çıkan sonuç şudur: Eğer toplum olarak refah içinde ve mutlu bir yaşam istiyorsak, öncelikle iyi nesiller yetiştirmeliyiz. Bu da öğretmenlerin önemli görevidir. İyi bir gelecek için, iyi öğretmenlerin yetiştirilmesi ve desteklenmesi kaçınılmaz bir şarttır.
Bu nedenle, toplumlar olarak, öğretmenlerimize gereken değeri vermeli ve onların yetişmesine destek olmalıyız. Ancak bu şekilde, güçlü, bilinçli ve geleceğe hazır bir nesil yetiştirebiliriz. Geleceğin teminatı olan çocuklarımızın eğitimi ve öğretmenlerimizin rolü, asla göz ardı edilmemelidir.