Bir zamanlar, özel eğitim umutların ve hayallerin yeşerdiği bir bahçeydi. Ancak artık bu bahçenin kapısında, yüksek duvarlar ve pahalı ücretler var. Özel okullar, daha iyi bir eğitim için çaba sarf eden ailelere, bir nebze umut vaat ediyordu. Ancak bu umut, şimdilerde bazı aileler için özellikle İstanbul ve Ankara da bazı marka okullar için umutsuzluğa dönüşmek üzere.
Gazete manşetleri velilerin endişelerini, maddi zorlukları yansıtıyor. Özel okul ücretlerinin artışıyla birlikte, aileler arasında keder, endişe ve hatta çaresizlik yayıldı. Her yıl, kayıt dönemi geldiğinde, bir umutla başlayan süreç, çoğu zaman gözyaşlarıyla sona eriyordu. Ancak bu genel tanım tüm okulları kapsıyor muydu. Elbette hayır. İlan edilen 500.000 TL ile 1.000.000 Tl ücretler belli okullar için geçerlidir.
Özel okullar derneğinin paylaştığı verilere göre öğrenci başına eğitim maliyeti 100.000 TL ye yanaştı. Türkiye geneli özel okullardan yüzde 70 i bu ücrete ulaşamıyor. Bu aslında bir çok okulun gizli kriz içinde olduğunun işareti. Bir yandan yeterli ihtiyaçları karşılamaktan uzak maaşlarla çalışan mutsuz öğretmenler bir yandan bütçeyi denk getiremeyen özel okullar. Burada MEB devreye girip rol almalı. Özel okul evlilerine eğitim maliyetinin yüzde ellisi kadar destek vermeli. Bu destek elbette ki Bir milyon okul ücreti ödeyen veli için önemli değildir ancak eğitim maliyeti olan 100.000 Tl yi bile karşılamak ta zorluk çeken aileler için çok önemlidir.
Diğer bir konu ise eğitim ücretlerinin ücretlerin yükselmesi, eğitimin gerçek değerini yansıtıyor muydu? Belki de bu sorunun cevabı, parıltılı reklamların ve maliyetlerin ötesinde, eğitim sisteminin kalbinde yatıyor. Belki de, her çocuğun eğitim hakkının, sadece ayrıcalıklı olanlar için değil, herkes için bir öncelik olması gerekiyor. Bu anlamda tabana yayılacak destek MEB eğitim maliyetine katkı desteğidir.
Bir eğitimcinin gözünden bakıldığında, öğrencilerin geleceği parlak olmalıdır. Ancak bu parlaklık, ailelerin cebinden ödenen astronomik ücretlerle ölçülmemelidir.
Böylece, özel okul ücretlerinin arkasındaki duygusal yükü görmek gerekir, sadece rakamların ötesine geçmek anlamına gelir. Bu, her ailenin çocuklarının eğitimine erişebilmesi için mücadele eden bir hikayenin parçasıdır. Ve belki de, bu hikaye, eğitimin herkese eşit bir şekilde sunulması için yapılan bir çağrı sayılabilir.
Sonuç olarak, bu hikaye, eğitimde adalet ve eşitlik arayışının bir yansımasıdır. Bu, kırık kalplerin ve zorlu yolların hikayesidir. Ancak umut, her zaman gökyüzünde parlayan bir yıldız gibi var olacaktır. Ve belki de, bu umut, eğitimdeki zorlukların üstesinden gelmek için gerekli olan güçtür.