BURS SINAVI VE KAYITTA ÜSTÜN YETENEK YADA POTANSİYEL ÖDÜL ALDATMACASI

Eğitim, geleceğimizi şekillendiren en önemli alanlardan biridir. Bu alanda faaliyet gösteren kurumlar, sadece akademik başarıyı değil, aynı zamanda etik ve ahlaki değerleri de gözetmek zorundadır. Ancak son dönemde, bazı özel okulların öğrenci kaydı yapmak için kayıt süreci tanıtımlarını ve bursluluk sınavlarını kötüye kullandığına dair ciddi işaretler var.

Özel okulların öğrenci çekmek istemesi elbette doğaldır. Eğitim sektörü, rekabetin olduğu bir alan ve kurumlar kendilerini öne çıkarmak için çeşitli tanıtım stratejileri geliştirebilir. Ancak, etik sınırların aşıldığı noktada eğitim kurumları, ticari işletmelere dönüşerek eğitimin temel değerlerinden sapmaktadır.

Son günlerde “Karneni getir, bursun hazır!”, “Başlangıç bursu % 25 garantili, üstün yeteneğe yada potansiyelinize göre ödül yada özel indirim !” gibi vaatlerle öğrenci çekmeye çalışan okulların sayısında artış olduğu görülmektedir. Açık konuşmak gerekirse, bunların tamamı birer kandırmacadır. Gerçek anlamda bursluluk sınavları, MEB yönetmeliğine göre akademik başarısı yüksek olan öğrencileri ödüllendirmek amacıyla yapılır. Ancak bazı özel okullar, öğrenci açığını kapatmak için burs sınavlarını bir pazarlama aracına dönüştürmüş durumda. İş iyice abartılmış ilk % 25 burs bizden, karneni getir bursunu kap gibi aldatmacalar giderek artıyor.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur: Veliler ve öğrenciler, “burs kazandınız” yada öğrencinizin özel potansiyeli var özel ödül yada indirim verdik gibi vaatlerle yanıltılmakta ve gerçekte bu ödül yada bursların hiçbir akademik dayanağı bulunmamaktadır. Asıl amaç, ailelere bir ayrıcalık sunuluyormuş gibi hissettirerek kayıt yaptırmaya zorlamaktır. Kayıt sonrası ödenecek ücretler incelendiğinde ise, verilen bursun gerçek bir akademik başarı ödülü olmaktan çok, ticari bir indirim kampanyasına dönüştüğü net bir şekilde görülmektedir.

Eğitim, böylesine manipülatif yöntemlere alet edilemeyecek kadar ciddi bir iştir. Eğitimciler dürüst davranmak zorundadır. Eğitim kurumlarının akademik başarıyı teşvik eden adil bursluluk sistemleri oluşturması gerekirken, bu sınavların ticari bir tuzak haline getirilmesi, öğrencilere ve velilere yapılan büyük bir haksızlıktır.

Bu tür yanıltıcı uygulamaları devam ettiren okullar, eğitim camiasına zarar vermektedir. Eğer bu etik dışı yöntemler terk edilmezse, bu okulların isimlerini açıklamaktan çekinmeyeceğiz. Veliler, öğrenciler ve tüm eğitim paydaşları, bu tür ilanlara karşı dikkatli olmalı, gerçekten akademik başarıyı ödüllendiren burs sistemleri ile pazarlama taktiği olarak kullanılan sahte burslar arasındaki farkı ayırt etmelidir.

Eğitim sektöründeki tüm kurumları, bu tür yanıltıcı kampanyalardan vazgeçmeye ve eğitimin temel değerlerine sahip çıkmaya davet ediyoruz. Çünkü eğitim, yalnızca maddi kazanç sağlamak için yapılan bir iş değil, nesilleri geleceğe hazırlayan kutsal bir görevdir. Bu görevi yapacak kurumların önce kendileri dürüst ve kutsallara saygı duyan kurumlar olmalıdır. Bir kaç öğrenci ailesini kandırıp kayıt yaptırmaya zorlayacak acizlik içinde olanlar eğitimci olamaz. Pırlanta gibi çocukların gözlerinin içine bakarak bu yalanı söyleyenler cesaretini ailelerin bilinçsizliğinden almaktadır. Bilgilendirmek bizden bu tür okullardan uzak durmak siz velilerden.